2 Kasım 2008 Pazar

Ben nerdeyim?

Mutluluk nedir?
Başkalarının mutlu olduğu duruma tabi olma mı?
Seni mutlu eden durumun başkalarınca onaylanmaması mı?

Şimdi ne olcak?

Katlanacağım tabiii...
Tüm hayatım boyunca boyun eğdiğim gibi yıne eğeceğim.
Yine onlar mutlu diye ben mutluluk oyunu oynamaya devam edeceğim...

3 Ekim 2008 Cuma

Adil olmak bu kadar zor olmamalı...

İllaki böyle mi olmalı...
Ben her zaman, her durumda en kolay harcanabilir olmak mı zorundayım. İstediğini söyle, hırpala nasılsa bişey demez. En basit en insani hareket bile tepki böle ise....

Kimseye gereksiz yere iyi davranma; en yakının bile olsa.....

4 Eylül 2008 Perşembe

Bugünkü öğreti: Veda mektuplarına cevap ver....

Bir süredir işten ayrılmayı düşünüyordum. Ve dün bunu gerçekleştirdim. Tuhafdı; benım saatlerce düşünüp kafa yormam, patronum için dakikalık bir problemdi. :) Bu kadar vazgeçilebilir olmak mı yoksa uzun zamandır çalıştığınız yerden ayrılmak mı, hangisi dokundu bilmem. Zor gündü benim için.
Dün aldığım kararı , Veda/Teşekkür başlıklı maille bugün çalıştığım firmalara ve kişilere bildirdim. Büyük çoğunluğundan geri dönüş oldu. Hep iyi dileklerin olduğu, (hatta 2 tanesinde iş teklifi) altındada "en kısa zamanda görüşmek dileğiyle" cümlesi ile biten mailler aldım.
Neden bilmiyorum, acayip güç geldi bedenime. İnsanlarda iyi bir izlenim bırakmak, kayda değer biri olduğumu düşünmeme neden oldu.

Hani bir söz varya; insanlar kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar diye.

Ben aldığım hiçbir veda mailine cevap yazmamıştım. Ve şimdi anlıyorum ki; iki satırda olsa bişeyler yazmak lazım. O iki satır yazı, karsıda çok başka türlü algılanıyor.

1 Mayıs 2008 Perşembe

Şeytanlık Kanımızda Var...


Kanımız da var denilince, ailenden birinin mesleği şeytanlıkmış gibi gelsede. İçimizdeki şeytan gün boyu neler fısıldıyor oysa kulağımıza. Bazen duymazlığa vursak da yapmıyor muyuz arada sırada?

29 Nisan 2008 Salı

Hayat! Doğru cevapları vermekten ibarettir...

Virgin Hava Yolları. Kaba müşterilerle karşılaşan müşteri temsilcileri ve pazarlamacılar için bir ders.

(Memleketimin çok ihtiyacı olan eleman)
Birkaç ay once yaşanan bir olay...
Bu olay nedeniyle, Sydney'de Virgin Havayolları biniş kapısı görevlisi personele ödül verilmeli...
Boing 767 uçağının arızasından sonra, dolu bir Virgin uçuşu iptal edilir.
Bir başka uçak için yolcular kuyruk oluşturmuşlar, sinirler bir hayli gergin bir şekilde yeni uçakta yer bulmaya çalışmaktadırlar.

Bu sırada çok sinirli bir yolcu bankoya yanaşır ve biletini fırlattıktan sonra
'-Bu uçak ile uçmak zorundayım ve bu iş hemen yapılacak' diye bağırır.
Görevli: '-Özür dilerim beyefendi, size yardım etmeye çalışmaktan memnun olurum ama öncelikle sırada bekleyenlerle ilgilenmeliyim ve eminim size de yapacak birşeyler buluruz.
Yolcu etkilenmemiştir.
Arkadakilerin de duyacağı bir şekilde, yüksek sesle sorar:
'-SİZ BENİM KİM OLDUĞUMU BİLİYOR MUSUNUZ?'
Görevli tereddüt etmeden, gülümseyerek dahili anons mikrofonunu önüne çekerek
'-Lütfen Dikkat, Lütfen Dikkat,' sesi tüm terminal binasında temiz bir şekilde duyulmaktadır.
'Burada, Gate14'te bir yolcumuz bulunmaktadır, ve KENDİSİNİN KİM OLDUĞUNU BİLMEMEKTEDİR.
Kendisine kimliği konusunda yardım edebilecek birisi var ise lütfen Gate14'e gelmesi rica olunur.'
Kuyrukta bekleyenler gülmekten yıkılmaktadır...
Yolcu Virgin Havayolları görevlisine pis pis bakar ve dişlerini sıkarak: 'F... You' der.
Görevli geri adım atmadan ve gülümseyerek:
'-Özür dilerim, ama bu işi yapmanız için de sıraya girmeniz gerekecek...

21 Nisan 2008 Pazartesi

Hayattan zevk almaya çalışmak...


10 sene önce kötü çıkmış fotograflarımı kimse görmesin diye ortadan kaldırırdım. Şimdi bakıp gülebiliyorum, dahası nette yayınlıyorum.

Ya yaşlanıyorum, yada artık her resim birbirinden kötü... :)

İyi ki varsın damat... (Ve/veya enişte)